Author:  Tim O'Brien
Viewed: 44 - Published at: 3 years ago

Ölebilecek adamların bütün duygusal yükünü taşırlardı. Elem, dehşet, sevgi, özlem - soyut şeylerdi bunlar, fakat soyut şeylerin de somut bir ağırlığı vardı. Utanç verici anılar taşırlardı. Zor zapt edilen korkaklıkların ortak sırrını taşırlardı, kaçma veya donup kalma ya da gizlenme içgüdüsü ve pek çok açıdan yüklerin en ağırıydı bu, çünkü hiçbir zaman sırtından indiremezdin, mükemmel bir denge ve duruş gerektirirdi. Onurlarını taşırlardı. Bir askerin en büyük utancını taşırlardı, yüz kızarıklığını. Öldürür ve ölürlerdi, çünkü bunu yapmasalar utanırlardı. Savaşta bu yüzden vardılar zaten, olumlu hiçbir şey yoktu, ne düş, ne görkem ne de onur; onursuzluğun yüz kızarıklığı olmasın yeter ki. Utançtan ölmemek için ölürlerdi. Sürünerek tünellere girer, ateş altında ilerlemeye devam ederlerdi. Her sabah, bütün belirsizliğe rağmen, bacaklarını harekete zorlarlardı. Dayanırlardı. Sırtlamayı sürdürürlerdi. O aşikar seçeneğe teslim olmazlar, gözlerini kapatıp yere düşmezlerdi. O kadar kolaydı, gerçekten. Kendini yere bırak, kaslarının gevşemesine izin ver, konuşma ve kankaların seni, yerden kalkıp havalandıktan sonra burnunu indirip ileri atılarak uzağa, dünyaya götürecek helikoptere yükleyinceye kadar hiç kımıldama. Kendini yere atmaya bakardı, ama kimse yere atmazdı kendini. Cesaret değildi tam olarak; amaç kahramanlık değildi. Korkak olamayacak kadar korkmalarıydı nedeni daha çok.

( Tim O'Brien )
[ The Things They Carried ]
www.QuoteSweet.com

TAGS :