Ve o anda, durumları onun için açıktı. Rehberleri her ikisi de ölmüştü. Bir makine gitmişti. Dönüş işaretleyicileri paramparça oldu. Bu, bu yerde sıkışmış oldukları anlamına geliyordu. Burada, rehberler veya yardım olmadan hapsolmuş. Ve geri dönme ihtimali olmadan. Asla değil.
(And in that moment, their situation was clear to him. Their guides were both dead. One machine was gone. Their return marker was shattered. Which meant they were stuck in this place. Trapped here, without guides or assistance. And with no prospect of ever getting back. Not ever.)
Bu kritik anda, kahramanı aniden öngörüsünün ağırlığını fark eder. Navigasyon ve destek için gerekli olan rehberleri yok oldu. Kaçışları için çok önemli olan makinelerinden biri de eksik ve umutsuzluk duygusuna yol açıyor.
Dönüş işaretleyicilerinin yok edilmesi korkunç durumlarını daha da artırıyor. Hiçbir iletişim veya eve dönmenin bir yolu olmadan, kendilerini izole ve tuzağa düşürdüler. Bu kasvetli gerçekleşme, onları kaçış için uygun bir beklentisi olmayan bir gelecekle yüzleşmeye bırakarak yoğun bir umutsuzluk hissi yaratıyor.