Büyüdükçe daha fazlasını öğrenirsiniz. Yirmi iki yaşında kaldıysanız, her zaman yirmi iki yaşındayken cahil olurdunuz. Yaşlanma sadece çürüme değil, biliyorsunuz. Büyüme. Öleceğiniz olumsuzdan daha fazlası, aynı zamanda öleceğinizi ve bundan dolayı daha iyi bir yaşam sürdüğünüzü anladığınız olumlu.

(As you grow, you learn more. If you stayed at twenty-two, you'd always be as ignorant as you were at twenty-two. Aging is not just decay, you know. It's growth. It's more than the negative that you're going to die, it's also the positive that you understand you're going to die, and that you live a better life because of it.)

by {Mitch Albom}
(0 Yorumlar)

Alıntı, yaşam boyunca kişisel gelişim ve öğrenmenin önemini vurgular. Yirmi iki gibi belirli bir yaşta durgun kalmanın cehalete yol açtığını göstermektedir. Yaşlanma, sadece fiziksel düşüşü değil, aynı zamanda bilgelik ve anlayışın kazanılmasını da kapsayan bir yolculuk olarak çerçevelenir. Bu perspektif, yıllar içinde deneyimler biriktirdikçe olgunluk ve daha derin bilgiler potansiyelini sergiliyor.

Ayrıca, alıntı yaşlanmanın ikili doğasını vurgular. Ölümün kaçınılmazlığını kabul etse de, aynı zamanda bu farkındalıkla birlikte gelen bir amaç ve netlik duygusu taşır. Mortaliteyi tanıyarak, bireyler yaşam için takdirlerini artırabilir ve daha zengin ve daha anlamlı bir varoluşa yol açabilirler. Nihayetinde, yaşlanma sadece bir son olarak değil, sürekli büyüme ve yansıma için bir fırsat olarak tasvir edilir.

Stats

Kategoriler
Author
Votes
0
Page views
17
Güncelle
Ocak 22, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Öldüğünde huzur duymalısın mı? '' Barışın var, 'dedi yaşlı kadın,' Kendinle yaptığınızda.
by {Mitch Albom}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}
Hayatım sınırsız bir okyanusta bir damladan fazla değil. Ama okyanus çok sayıda damladan başka nedir ki?
by {David Mitchell}
Ama aşk birçok biçim alır ve herhangi bir erkek ve kadın için aynı değildir. O zaman insanların buldukları belirli bir aşktır.
by {Mitch Albom}