İlk başta Lissar sadece kaçtı; sarı şehirden, kırık kalbinin iki yarısıyla sevdiği prensten uzakta.
(At first Lissar merely ran away; away from the yellow city, away from the prince whom she loved with both halves of her broken heart.)
Lissar kendini tanıdık çevresinden kaçarken, sarı şehri ve derin duygular beslediği prensi arkasında bırakırken bulur. Yolculuğu sadece fiziksel yerlerden değil aynı zamanda duygusal çalkantılardan da kaçma arzusundan kaynaklanıyor. Prensle olan bağ önemlidir; onun iç çatışmasını ve çözülmemiş aşkını öne çıkarır ve duygusal durumunu daha da karmaşık hale getirir.
Bu koşma eylemi Lissar için çok önemli bir anı temsil ediyor ve onun aşkıyla ona bağlı acıyı uzlaştırma mücadelesini gösteriyor. Kırık kalbi, karmaşık duygularını yansıtıyor ve hikayesi ilerledikçe hem özgürlük hem de kapanış arayışında karşılaştığı zorlukların dokunaklı bir hatırlatıcısı oluyor.