Dona Crista biraz güldü. "Ah, Pip, denemenden çok memnun olurum. Ama inan bana sevgili dostum, onun kalbine dokunmak buzda yıkanmak gibi." Hayal ediyorum. Ona dokunan kişiye buzda banyo yapmak gibi bir his verdiğini hayal ediyorum. Peki bu ona nasıl hissettiriyor? Ne kadar soğuk olsa da kesinlikle ateş gibi yanıyor olmalı.
(Dona Crista laughed a bit. "Oh, Pip, I'd be glad for you to try. But do believe me, my dear friend, touching her heart is like bathing in ice."I imagine. I imagine it feels like bathing in ice to the person touching her. But how does it feel to her? Cold as she is, it must surely burn like fire.)
"Ölülerin Konuşmacısı" kitabından bu alıntıda Dona Crista, Pip'i duygusal açıdan mesafeli bir kişiye ulaşmanın zorluğu konusunda esprili bir şekilde uyarıyor. Bu mücadeleyi buzda banyo yapmanın verdiği rahatsızlığa benzetiyor ve dikkatli ve inatçı biriyle bağlantı kurmanın ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Bu, Pip'i bu girişimde bulunmaya davet ederken temkinli bir iyimserlik tonu yaratıyor ve bu duygusal boşluğu kapatmaya çalışmanın bazı yararları olduğunu öne sürüyor.
Soğuk bireyin duygularının yansıması tartışmaya derinlik katıyor. Kalbine dokunmak başkalarına acı verici ve soğuk gelse de, bu soğuk dış görünüşün altında şiddetli bir duygusal acının yattığı ima ediliyor. Bu karşıtlık, algılanan soğukluğun daha derin, daha yoğun duyguları gizleyebileceğini ve insan duygularının ve ilişkilerinin karmaşıklığına işaret edebileceğini gösteriyor.