Yürümeden önce bana atıyordu. Annem makas kullanmama izin vermeden önce bana tahta yarasa verdi. Bir planım olsaydı bir gün büyük ligleri yapabileceğimi ve elbette planlamaya yapışırsam, o kadar gençken, kendiniz değil, ebeveynlerinizin planlarında yuva yapıyorsunuz.
(He was pitching to me before I could walk. He gave me wooden bat before my mother let me use scissors. He said I could make the major leagues one day if I had a plan, and if I stuck to the planOf course, when you're that young, you nest in your parents' plans, not your own.)
Alıntı, bir babanın isteklerinin çocuğunun hayalleri üzerindeki etkisini yansıtır ve ebeveyn rehberliği ile spordaki erken çıkarlar arasındaki bağlantıyı vurgular. Baba, çocuğu çok genç yaşlardan itibaren beyzbol takip etmeye teşvik etti ve bu tutkuyu beslemek için araçlar sağladı, bu da ebeveynlerinin umutlarını ve hırslarını miras alan çocukların ortak bir deneyimini vurguladı.
Ayrıca, ebeveyn beklentileri altında büyürken bireyselliği koruma zorluğunu göstermektedir. Çocuklar genellikle kendi hedeflerini ve isteklerini geliştirene kadar ebeveynleri tarafından belirlenen yolları takip ederler. Ebeveyn etkisi ve kişisel hırs arasındaki bu gerilim, biçimlendirici yıllarında gezinirken birçok kişiyle rezonansa giren bir temadır.