Ben müzikim. Ve Frankie Presto'nun ruhu için buradayım. Hepsi değil. Bu dünyaya geldiğinde benden aldığı oldukça büyük kısım. Ne kadar iyi kullanılmış, ben bir kredi, mülkiyet değil. Beni kalkışta geri veriyorsun. BEN

(I am Music. And I am here for the soul of Frankie Presto. Not all of it. Just the rather large part he took from me when he came into this world. However well used, I am a loan, not a possession. You give me back upon departure. I)

by {Mitch Albom}
(0 Yorumlar)

Alıntı, müzik ve Frankie Presto karakteri arasındaki derin bağlantıyı yansıtır, bu da müziğin duygulara ve deneyimlere bağlı bir hayatı olduğunu gösterir. Müzik insan deneyiminin önemli bir parçası olsa da, aynı zamanda kalıcı olarak sahip olmayan geçici olarak ödünç alınan bir şey olduğu fikrini aktarır. Frankie'nin müzikle ilişkisi derin bir değişim anlamına gelir; Müzikten ilham alıyor, ancak bunu yaparken de yaşam gücüne katkıda bulunuyor.

Bu tasvir, müziğin bireysel mülkiyeti aşan ortak bir deneyim olduğunu vurgular. Müziğin özünün yaratıcılarının ötesinde yaşadığı sanatçılar ve sanatları arasında işbirlikçi bir yolculuk anlamına gelir. Frankie'nin hikayesi aracılığıyla, yazar Mitch Albom, müziğin ruhları nasıl birbirine bağladığını gösteriyor, bize melodiler ve ritimleri ödünç alabileceğimize rağmen, onları deneyimlerimizle zenginleştirdiğimizi.

Stats

Kategoriler
Author
Votes
0
Page views
48
Güncelle
Ocak 22, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Hayatım sınırsız bir okyanusta bir damladan fazla değil. Ama okyanus çok sayıda damladan başka nedir ki?
by {David Mitchell}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Öldüğünde huzur duymalısın mı? '' Barışın var, 'dedi yaşlı kadın,' Kendinle yaptığınızda.
by {Mitch Albom}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}
Ama aşk birçok biçim alır ve herhangi bir erkek ve kadın için aynı değildir. O zaman insanların buldukları belirli bir aşktır.
by {Mitch Albom}