Tanrı'nın var olduğunu söylemek ve sonra masum insanlar açlıktan ölürken servetinizi günah işlemeye ve istiflemeye devam etmek inanç değildir. İnanç en önemli kararlarınızı kontrol etmediğinde, altta yatan gerçekliğe inanç değildir, inanmanın yararlılığına inanır.
(it is not belief to say God exists and then continue sinning and hoarding your wealth while innocent people die of starvation. When belief does not control your most important decisions, it is not belief in the underlying reality, it is belief in the usefulness of believing.)
"Tanrı'nın enkazında" Scott Adams, Tanrı'ya olan inancın doğası hakkında düşündürücü bir iddia sunar. O, sadece Tanrı'nın varlığını kabul etmenin, eğer eylemlerin bu inançla çelişmesi durumunda yeterli olmadığını öne sürüyor. Örneğin, bir kişi günahkâr davranışlarda bulunmaya devam ederse veya yoksulluktan muzdarip olanlar için dikkate alınmadan servet biriktirirse, inançlarının samimiyetinden şüphe uyandırır.
Adams, gerçek inancın bireyleri sadece rahatlatıcı bir kavram olarak hizmet etmek yerine değerlerini yansıtan anlamlı seçimler yapmaları için ilham vermesi gerektiğini ima ediyor. İnanç kişinin en önemli kararlarını etkilemezse, gerçek bir gerçeklik anlayışından ziyade yüzeysel bir bağlılığı gösterebilir.