Bazen ne gördüğümüze inanamayız, ne hissettiğimize inanmalıyız. Ve eğer başkalarının bize güvenmesini istiyorsak, karanlıkta olsak bile onlara güvenebileceğimizi hissetmeliyiz. Düşürken bile.
(Sometimes we can't believe what we see, we have to believe what we feel. And if we want others to trust us, we have to feel that we can trust them too--even when we're in the dark. Even when we are falling.)
Mitch Albom'un "Morrie ile Salı günleri" nde yazar, güven ve algının doğasını yansıtır. Bazen inançlarımızın gözlemlediğimiz şeyle uyumlu olmayabileceğini ve duygularımıza sadece görme konusunda güvenmenin önemini vurgulayabileceğini öne sürüyor. Bu, duygusal sezginin çevremizdeki dünyayı anlamamızda önemli bir rol oynadığı anlamına gelir.
Ayrıca, alıntı, ilişkilerin gelişmesi için karşılıklı güvenin gerekli olduğunu vurgulamaktadır. Zorlu zamanlarda veya belirsizlikler ortaya çıktığında bile başkalarına olan güveni teşvik etmeye teşvik eder. Bu derin içgörü bize, güvenlik açığı ve birbirine olan inancın güçlü bağlantılar kurma için temel olduğunu hatırlatıyor.