Morrie gülümsedi. Mitch, tanımadığım insanlara bakmayı sordun. Ama size bu hastalıkla en çok öğrendiğim şeyi söyleyebilir miyim? Bu da ne? Hayattaki en önemli şey, sevgiyi nasıl vereceğini öğrenmek ve içeri girmesine izin vermektir. Sesi bir fısıltıya düştü. İçeri girsin. Sevgiyi hak etmediğimizi düşünüyoruz, içeri girmesine izin verirsek çok yumuşak olacağımızı düşünüyoruz. Ama Levine adında bilge bir adam bunu doğru söyledi. 'Aşk tek rasyonel eylemdir' dedi. Etki için duraklayarak dikkatlice tekrarladı. 'Aşk tek rasyonel eylemdir.'
(Morrie smiled. Mitch, you asked about caring for people I don't even know. But can I tell you the thing I'm learning most with this disease? What's that? The most important thing in life is to learn how to give out love, and to let it come in. His voice dropped to a whisper. Let it come in. We think we don't deserve love, we think if we let it in we'll become too soft. But a wise man named Levine said it right. He said, 'Love is the only rational act.' He repeated it carefully, pausing for effect. 'Love is the only rational act.')
Morrie, hastalığıyla yüzleşirken hayattaki sevginin önemini yansıtır. Mitch'e, öğrendiği en önemli dersin hem sevgi vermenin hem de almanın gerekliliği olduğunu açıklıyor. Güvenlik açığı korkularına rağmen, Morrie sevgiyi kucaklamanın esas olduğunu vurgular ve varlığımızı zenginleştirdiğini ima eder. Mitch'i aşka açık olmanın zayıflamadığını, daha ziyade hayata derinlik kattığını fark etmeye teşvik ediyor.
Dahası, Morrie Levine'den alıntı yapıyor, sevginin yapabileceğimiz en rasyonel seçim olduğu fikrinin altını çiziyor. 'Sevgi tek rasyonel eylemdir', insan deneyimindeki temel rolünü vurgular. Morrie için, sevgiyi sevme ve kabul etme kapasitesi, özellikle sıkıntı karşısında yaşam anlamı veren şeydir.