Birçok kişi açık bir amaç veya yön olmadan hayattan geçer, genellikle geleceklerini proaktif olarak şekillendirmek yerine olaylara tepki veriyormuş gibi hissederler. Bu tanımlanmış bir ders eksikliği, onları denizdeki bir gemi gibi bir gemi gibi hayatın sunduğu öngörülemeyen değişikliklere ve zorluklara karşı savunmasız bırakıyor. Kasıtlılık olmadan, insanlar kendi yaşamlarında pasif katılımcılar olma riskiyle karşı karşıya kalırlar, bu da koşulların başarı ve yerine getirmeye yönelik yolculuklarından sorumlu olmak yerine deneyimlerini dikte etmelerini sağlar.