Bir öğleden sonra, yaşımın karışıklığından, kendim için ne istediğime karşı benden ne beklendiği hakkında şikayet ediyorum. Sana karşıtların gerginliğinden bahsetmiş miydim? diyor. Hayat, ileri geri bir dizi çekimdir. Bir şey yapmak istiyorsun, ama başka bir şey yapmak zorundasın. Bir şey seni incitiyor, ama bilmemesi gerektiğini biliyorsun. Asla bir şey almamalısınız olduğunu bilseniz bile, bazı şeyleri kabul edersiniz. Bir lastik bantta çekme gibi karşıtların gerginliği. Ve çoğumuz ortada bir yerde yaşıyoruz.


(One afternoon, I am complaining about the confusion of my age, what is expected of me versus what I want for myself. Have I told you about the tension of opposites? he says. Life is a series of pulls back and forth. You want to do one thing, but you are bound to do something else. Something hurts you, yet you know it shouldn't. You take certain things for granted, even when you know you should never take anything for granted. A tension of opposites, like a pull on a rubber band. And most of us live somewhere in the middle.)

(0 Yorumlar)

Yansıtıcı bir öğleden sonra, anlatıcı, çevredeki mücadeleleri ve toplumsal beklentiler ile kişisel arzular arasındaki çatışmayı tartışır. Morrie, hayatın sık sık bize yükümlülüklerle çatıştığı çelişkili çekişlerle sunduğunu açıklayan "karşıtların gerginliği" fikrini tanıtıyor. Bu, acı ve kabulün bir arada bulunduğu, karmaşık bir duygusal manzara yarattığı varoluşun doğası hakkında derin bir farkındalık yaratır.

Morrie ayrıca, birçok kişinin bu gerginliği yaşamları boyunca yaşadığını, tıpkı bir lastik bandın germe ve çekme şekli gibi vurgular. Sık sık bir şeyleri kabul ederken, takdir ve beklenti arasındaki hassas dengenin farkında kalmamız gerektiğini öne sürüyor. Bu orta zeminde yaşamak zor olabilir, ancak insan deneyiminin ayrılmaz bir parçasıdır.

Page views
15
Güncelle
Ocak 22, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.