Quim," dedi, "bir daha bana iyiyi ve kötüyü öğretmeye çalışma. Ben oraya gittim ve sen haritadan başka bir şey görmedin.
(Quim," she said, "don't ever try to teach me about good and evil. I've been there, and you've seen nothing but a map.)
"Ölülerin Konuşmacısı"nda bir karakter Quim'le yüzleşir ve ona ahlak konusunda talimat vermeye kalkışmaması gerektiğini vurgular. Deneyimlerinin ona iyi ve kötü konusunda daha derin bir anlayış kazandırdığını, bunun salt gözlemlerden elde edebileceğinden çok daha fazlasını sağladığını ima ediyor. Bu onun bakış açısını şekillendiren derin bir kişisel geçmişi gösterir.
Bu diyalog, gerçek hayattaki karşılaşmalarla karşılaştırıldığında teorik anlayışın sınırlamalarını vurgulayarak bilgi ve deneyim temalarının altını çiziyor. Bu ifade, bireysel deneyimler yoluyla algılanan ahlakın karmaşıklığını yansıtıyor ve gerçek kavrayışın soyut kavramlardan ziyade yaşanmış gerçeklikten geldiğini öne sürüyor.