Tufanın Tanrı'nın isteği olduğunu ve ona boyun eğmemiz gerektiğini söylemeye devam etti. Ama işleri bu şekilde görmedim. Göndermek bana vazgeçmek gibi görünüyordu. Eğer Tanrı bize kefaletle-kendimizi kurtarmaya çalışmak için bir gupe gücü verdiyse-yapmamızı istediği şey bu değil mi?


(She kept saying that the flood was God's will and we had to submit to it. But I didn't see things that way. Submitting seemed to me a lot like giving up. If God gave us the strength to bail-the gumption to try to save ourselves-isn't that what he wanted us to do?)

(0 Yorumlar)

"Yarı kırdı atlar" da, kahraman bir sel sırasında ilahi irade kavramı ile boğulur. Başka bir karakter, selin boyun eğmeyi gerektiren bir Tanrı eylemi olduğu konusunda ısrar ederken, kahraman bu kavramı zorluyor. Onlara, sunmak bir inancın ifadesi değil, bir teslim olma eylemi. Tanrı sıkıntıya karşı savaşma gücü sağlarsa, o zaman kendini kurtarmak için harekete geçmek gerçek inanç yoludur.

Bu iç çatışma, zorluk karşısında teslim olmaya karşı daha geniş bir kişisel ajans temasını vurgular. Kahramanın perspektifi, esnekliğin önemini ve ilahi yardımın genellikle koşullara dayanmaktan ziyade hareket etme cesaretiyle ortaya çıktığı inancını vurgular. İnsanların kararlılığının özünü ve zorluklarla yüzleşmek için ahlaki sorumluluğu yakalar.

Page views
11
Güncelle
Ocak 25, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.