Bu tür doğrudan deneyim, kaçınılmaz olarak, bu deneyime sahip olduğunun kim olduğunu fark eder.
(Such direct experience inevitably makes you aware of who it is that is having the experience.)
Michael Crichton'un "Travels" adlı kitabında, kişinin kendini anlayışını şekillendirme konusundaki ilk elden deneyimlerin önemini vurgular. Doğrudan yeni ortamlar ve kültürlerle ilgilenmek, kişinin kimliğine ve varlığına netlik getirir. Bu derin farkındalık kişisel gelişim ve perspektifi zenginleştirir.
Crichton, kendimizi yeni deneyimlere daldığımızda, düşüncelerimizin ve duygularımızın daha bilincinde olduğumuzu önerir. Bu artan öz farkındalık, dünyadaki yerimizi ve etkileşimlerimizin doğası üzerinde düşünmemizi sağlar. Bu tür anlayışlar kişisel gelişim ve insan deneyimlerini anlamak için gereklidir.
