Konuşmacı, bu konuların utanç veya utanç duygularını uyandırmaması gerektiğini vurgulayarak, temel görevlerde yürüyememek veya yardıma ihtiyaç duymamak gibi kişisel mücadelelere yansır. Bunun yerine, toplumsal standartların genellikle kabul edilebilir olarak kabul edilen şeyleri dikte ettiğini, bu da gereksiz yetersizlik duygularına yol açtığını iddia ediyorlar.
Duygu, fiziksel sınırlamaların ötesinde, kadınlar için beden imajı ve erkekler için finansal başarı gibi daha geniş toplumsal baskılara uzanır. Konuşmacı, bu kültürel normları reddetmeye teşvik eder ve bireyleri gerçeklerini utanmadan kucaklamaya teşvik eder ve kendisinin daha şefkatli bir görüşünü teşvik eder.