DNA molekülü o kadar eskiydi ki, evrimi esasen iki milyar yıl önce bitirmişti.
(The DNA molecule was so old that its evolution had essentially finished more than two billion years ago.)
DNA molekülü, temel yapısının ve işlevinin kurulduğu iki milyar yıl önce bir noktaya ulaşan kapsamlı bir evrim geçirdi. Bu, yaşamın bileşenlerinin zaman boyunca oldukça stabil olduğunu, Canlı organizmalar için plan olarak DNA'nın verimliliğini ve esnekliğini vurguladığını göstermektedir. Eski soyu, dünyadaki yaşamın sürekliliğini ve tarih boyunca biyolojik sistemleri şekillendiren karmaşık süreçlerin altını çiziyor.
Michael Crichton'un "Jurassic Parkı" nda, böyle eski bir DNA kavramı, genetik manipülasyon ve soyu tükenmiş türleri canlandırmanın etiği hakkında derin sorular doğurur. Hikaye, doğaya müdahale etmenin sonuçlarını ve insanların yaşamın dokusunu kontrol etme girişimlerinde bulunan tehlikeleri göstermektedir. Eski DNA'yı dirilterek, karakterler sadece bilimsel olasılıklarla değil, aynı zamanda ahlaki ikilemlerle de yüzleşir ve bu biyolojik unsurların zamansızlığını vurgular.