Enstrümanlarını sokmaları gerekiyor. İzlerini bırakmak zorundalar. Sadece izleyemezler. Sadece takdir edemezler. Sadece doğal düzene sığamazlar. Doğal olmayan bir şey yapmak zorundalar. Bilim adamının işi bu
(They have to stick their instruments in. They have to leave their mark. They can't just watch. They can't just appreciate. They can't just fit into the natural order. They have to make something unnatural happen. That is the scientist's job)
Michael Crichton'un "Jurassic Park" da gösterildiği gibi bilimsel sorgulamanın özü, bilim adamlarının onu pasif olarak gözlemlemek yerine aktif olarak dünyayla etkileşime girme ihtiyacı etrafında dönüyor. Bilim adamları, genellikle yerleşik doğanın düzenine meydan okuyarak çevrelerini anlamaya ve manipüle etmeye çalışırlar. Takipleri onları müdahale etmeye, yenilik yapmaya ve benzersiz izlerini alanlarına bırakmaya iter. Bu proaktif yaklaşım ilerleme ve keşif için hayati önem taşır.
Crichton, bilim adamı olmanın sadece doğayı takdir etmekten daha fazlasını içerdiğini vurgular; Doğal olmayan sonuçlarla sonuçlansa bile değişim yaratmak için cesur adımlar atmayı gerektirir. Bu perspektif, insanlık ve bilim arasındaki karmaşık ilişkiyi kapsar ve bilim adamlarının etraflarındaki dünyayı dönüştürme güçlerini kullanırken sahip oldukları sorumlulukları vurgular.