Hissettiğim bu öfke hiç çocukla ilgili değildi. İçimde ve ilişkilerimin çoğunu zehirliyor. Merhamet için çok az yer bırakıyor. "Yüzünden bir gözyaşı silmek için uzandı." Bu yaşamanın bir yolu değil. Üstesinden gelmeliyim. Biraz yardıma ihtiyacım olabilir, bilmiyorum. Ama bugün tüm bu karanlık anıları tarayan bir şey fark ettim. Geçmişi değiştiremem. Acıyı geri alamam. Ama sadece nasıl kabul edeceğimi öğrenebilirsem yumuşatabilirim.
(This anger I felt wasn't about the child at all. It's inside me and it's poisoning so many of my relationships. It leaves so little room for compassion." She reached up to wipe a tear from her face. "That's no way to live. I have to get over it. I may need some help, I don't know. But I realized something today dredging up all those murky memories. I can't change the past. I can't take the hurt back. But I can soften it if I can just learn how to accept it.)
Karakter, bir çocuk da dahil olmak üzere başkalarına yönelik olmaktan ziyade ondan kaynaklandığını kabul ederek derin oturmuş öfkesine yansır. Bu öfke ilişkileri için zararlıdır, bu da şefkat gösterme yeteneğini engellediğini düşündürmektedir. Bu öfkeyle yaşamanın sürdürülebilir olmadığını ve ilerlemek için yardım aramayı bile üstlenme arzusunu ifade ettiğini kabul ediyor.
Acı verici anılarla yüzleşirken, önemli bir aydınlanmaya başlar: Geçmişi değiştiremez veya yaşadığı acıyı geri alamazken, hayatı üzerindeki etkisini hafifletme gücüne sahiptir. Geçmişini kabul etmeyi öğrenerek, acıyı yumuşatmanın ve iyileşmenin bir yolunu bulmayı, böylece şimdiki ve gelecekteki ilişkilerini geliştirmeyi umuyor.