Bilgeliğin özü, başkalarının deneyimlerini empati kurma ve anlama yeteneğimizde yatmaktadır. Bu anlayış, yüzeysel endişelerin ve görünüşlerin tartışmalara hakim olduğu çağdaş toplumda genellikle göz ardı edilir. Sonuç olarak, bilgelik ve erdem değerleri önemi azalmıştır.
Bu, kişisel gelişim ve ahlaki ilkeler hakkında anlamlı konuşmaların yerini eğilimlere ve materyalizme odaklandığı daha geniş bir kültürel değişimi yansıtmaktadır. Böyle bir ortamda, bilgelik arayışı değersizleşir ve daha derin etik anlayış için kolektif takdirimize bir boşluk bırakır.