Frances Cress Welsing - Dilin güzelliğini kutlayan, anlamlı ifadeleri iki benzersiz bakış açısıyla sergileyen iki dilli alıntılar.

Frances Cress Welsing - Dilin güzelliğini kutlayan, anlamlı ifadeleri iki benzersiz bakış açısıyla sergileyen iki dilli alıntılar.
Frances Cress Welsing, ırk ve psikoloji konusundaki araştırmalarıyla tanınan tanınmış bir psikiyatrist ve psikanalistti. Çalışmalarıyla, özellikle de "Cress'in Renkli Yüzleşme ve Irkçılık Teorisi" adını verdiği teorisiyle büyük ilgi gördü. Bu teori, ırksal gerilimlerin, beyazların baskın siyah genin varlığı nedeniyle kendi genetik zayıflıklarıyla yüzleşme korkusundan kaynaklandığını öne sürüyor. Welsing, bu korkunun beyaz bireyleri ırkçılık sistemini sürdürmeye itebileceğine inanıyordu. Welsing'in katkıları yazılarına, özellikle de ırkçılık ve ırkçılığın yalnızca ötekileştirilmiş topluluklar üzerinde değil aynı zamanda bir bütün olarak toplum üzerindeki psikolojik etkisine ilişkin görüşlerini sunan "The Isis Papers" adlı kitabına kadar uzanıyor. Çalışmaları, sistemik ırkçılığın sonuçlarının daha derinlemesine anlaşılmasını savunarak, ırksal ilişkileri şekillendiren derin korkuları ve dinamikleri açığa çıkarmayı amaçlıyor. Dersleri ve halka açık tartışmaları aracılığıyla Welsing, ırk, akıl sağlığı ve kimlik konusundaki söylemde etkili bir ses haline geldi. Bireyleri ırkçılığın psikolojik temellerini incelemeye ve bu dinamiklerin toplumsal yapıları nasıl şekillendirdiğini anlamaya teşvik etti. Mirası ırk, kimlik ve psikolojik dayanıklılık hakkındaki tartışmalara ilham vermeye devam ediyor.

Frances Cress Welsing, psikoloji ve ırkın kesişimine odaklanan çığır açan bir psikiyatrist ve yazardı.

Onun özellikle "The Isis Papers" adlı çalışması, ırkçılığa ve bunun psikolojik sonuçlarına ilişkin geleneksel anlayışlara meydan okuyor.

Welsing'in teorileri yankı bulmaya devam ediyor ve çağdaş toplumdaki ırk ve kimlik dinamiklerine dair eleştirel bilgiler sunuyor.

Kayıt bulunamadı.
Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Taffy. Taffy hakkında düşünüyor. Şimdi dişlerini dışarı çıkaracağını düşünüyor, ama onunla yemek demek olursa, her neyse onu yiyecektir.
by {Mitch Albom}
Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Doğum ve ölüm arasında çok fazla can alıyoruz. Çocuk olmak için bir hayat. Yaşlanacak bir hayat. Gezmek, yerleşmek, aşık olmak, ebeveyn olmak, vaatlerimizi test etmek, ölümlerimizi gerçekleştirmek ve bazı şanslı durumlarda, bu farkındalıktan sonra bir şeyler yapmak için bir hayat.
by {Mitch Albom}
Sorun görünümünde gergin olma eğilimim var. Tehlike yaklaştıkça daha az gerginleşirim. Tehlike el altında olduğunda, şiddetli bir şekilde şişerim. Saldırganımla boğuşurken, korkmadan ve çok az yaralanma düşüncesiyle bitirmek için savaşıyorum.
by {Jean Sasson}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}