"Tarihin Sonu ve Son İnsan" da Francis Fukuyama, liberal demokrasinin küresel yayılmasının insanlığın ideolojik evriminin doruk noktasını ifade ettiğini savunuyor. 20. yüzyılın, özellikle liberalizm, faşizm ve komünizm arasındaki ideolojik savaşların liberal demokrasi lehine yerleştiğini öne sürüyor. Fukuyama, bu sistemin sadece siyasi gelişimin en yüksek aşamasını temsil etmediğini, aynı zamanda insan kimliğinin kritik bir bileşeni olan derinlemesine insan tanınma arzusunu da karşıladığını ileri sürüyor. Fukuyama, yeniden canlanan milliyetçilik ve dini aşırılık da dahil olmak üzere bu yeni düzenin potansiyel zorluklarını kabul ediyor, ancak bu tehditlerin dünya çapında liberal demokrasiye yönelik kapsayıcı eğilimi ortadan kaldırmadığını savunuyor. Otoriter rejimler istikrarlı görünse de, temelde özgürlük ve kendini gerçekleştirme için doğal insanlık istekleriyle çeliştiklerini vurgulamaktadır. Bu nedenle, Liberalizm ilkelerinin geçici aksiliklere rağmen çekiş almaya devam edeceğine inanıyor. Bu bağlamda Fukuyama, ABD'nin ve müttefiklerinin demokratik değerleri teşvik etme konusundaki gelecekteki rolünü yansıtmaktadır. ABD'nin küreselleşmenin karmaşıklıklarında gezinmesi ve ortaya çıkan zorluklar karşısında istikrarı korumak için çalışması gerektiğini iddia ediyor. Nihayetinde, Fukuyama'nın çalışması, siyasi evrimin etkilerinin ve liberal demokrasinin modern dünyayı şekillendirmede kalıcı öneminin felsefi bir araştırmasıdır. Francis Fukuyama, siyaset teorisi ve uluslararası ilişkiler üzerine etkili eserleri ile tanınan önde gelen bir siyaset bilimcisi ve yazardır. Yazıları genellikle kültür, siyaset ve ekonomi arasındaki etkileşimi, özellikle demokrasi ve yönetişim ile ilgili olarak araştırıyor. Fukuyama, 1992'de yayınlanan ve Soğuk Savaş'ın ardından demokrasinin geleceği ve ideolojik manzara hakkında kapsamlı tartışmalara yol açan "Tarihin Sonu ve Son Adam" adlı kitabı için uluslararası tanınırlık kazandı. Liberal demokrasinin zaferi hakkındaki argümanları, politik felsefe ve küresel siyasette tartışmaları yeniden şekillendirdi. Kariyeri boyunca Fukuyama, demokratik kurumların önemini ve siyasi kalkınmanın küresel istikrar için etkilerini vurgulayarak çeşitli akademik disiplinlere ve politika tartışmalarına katkıda bulunmuştur. İçgörüleri, yönetişim ve uluslararası ilişkiler hakkındaki çağdaş tartışmalarda yankılanmaya devam ediyor.
Kayıt bulunamadı.