James J. Gibson, görsel algı ve ekolojik psikoloji üzerine yaptığı çalışmalarla ünlü etkili bir Amerikalı psikologdu. Çığır açan teorileri, insanların ve hayvanların çevreleriyle nasıl etkileşime girdiklerinin anlayışında devrim yarattı. Gibson, nesnelerin ve ortamların sağladığı eylem fırsatlarını ifade eden "uygunluklar" kavramını tanıttı. Bu fikir, davranış ve algının belirlenmesinde organizmalar ve çevresi arasındaki ilişkinin öneminin altını çizdi. Gibson'ın yaklaşımı, sadece duyusal girdiler alma süreci olarak görmek yerine algının rolünü vurguladı. Algının çevreden doğrudan etkilendiğini, insanların dünyayı bireysel duyusal deneyimlerin bir koleksiyonu olarak değil, dinamik ve birbirine bağlı bir bütün olarak algıladıklarını öne sürdü. Ekolojik yaklaşımı, psikoloji, tasarım ve insan-bilgisayar etkileşimi gibi alanlarda yaygın olarak uygulanabilecek bilgiler sunarak algıyı anlamadaki bağlamın önemini vurguladı. Kariyeri boyunca Gibson, ekolojik psikoloji temelini atan "Görsel Algıya Ekolojik Yaklaşım" da dahil olmak üzere çeşitli etkili eserler yayınladı. Fikirleri mevcut paradigmalara meydan okudu ve algı ve eylem hakkında daha entegre bir görüşe teşvik etti, bu da onu organizmaların çevresinde nasıl gezindikleri ve anlamlandırdıklarına dair önemli bir figür haline getirdi. Mirası bugün çeşitli disiplinlerde araştırma ve uygulamaları etkilemeye devam ediyor.
James J. Gibson, görsel algı ve ekolojik psikoloji alanına önemli katkılarıyla tanınan etkili bir Amerikalı psikologdu.
Organizmalar ve çevresi arasındaki dinamik etkileşimi vurgulayarak çevrenin eylem için sunduğu fırsatlara odaklanan "uygunluklar" kavramını tanıttı.
Gibson'ın çalışması, algıyı sadece bir dizi duyusal girdi olarak değil, aynı zamanda bağlamla şekillenen aktif bir süreç olarak, birden fazla alanı etkileyen ve psikolojide kalıcı bir miras bırakarak yeniden tanımladı.