Yine de otururken, gereksinimlerini düşünmeye başladığınız bazı lükslere alışabileceğinizi fark ettim, ancak onları terk etmeniz gerektiğinde, sonuçta onlara ihtiyacınız olmadığını görmeye gelirsiniz. Bir şeylere ihtiyaç duymak ve bir şeyler istemek arasında büyük bir fark vardı-birçok insan ikisini birbirinden ayırmakta zorlansa da-ve çiftlikte görebiliyordum, ihtiyacımız olan her şeye sahibiz ama değerli bir şey var.


(As I sat down, though, I realized that you can get used to certain luxuries that you start to think they're necessities, but when you have to forgo them, you come to see that you don't need them after all. There was a big difference between needing things and wanting things--though a lot of people had trouble telling the two apart--and at the ranch, I could see, we have pretty much everything we'd need but precious little else.)

(0 Yorumlar)

"Yarı Breed Horses" kitabında Jeannette Walls, ihtiyaçlar ve lüksler arasındaki ayrım üzerine yansıyor. Çevresine yerleştikçe, temel olarak düşünebileceğinin sadece bir alışkanlık ürünü olabileceğini anlar. Bu farkındalık, ihtiyaç ve arzu arasındaki farklar hakkında daha derin bir tefekkür teşvik ederek, konforlarla çevrili olduğunda ikisini ne kadar kolay birleştirebileceğini gösterir.

Çiftliğin çevresi, sadeliği ile bu ikilik hakkında net bir bakış açısı sunuyor. Duvarlar, modern lükslerin olmamasına rağmen, yaşam için gerekli her şeye sahip olduklarını göstermektedir. Bu farkındalık, okuyucuları kendi yaşamlarını ve onsuz yaşayamayacaklarına inandıkları şeyleri yeniden düşünmeye teşvik eder, sonuçta gerçek memnuniyetin genellikle neyin gerçekten ihtiyaç duyulan ve sadece ne için istenen arasındaki farkı tanımaktan kaynaklandığını ortaya çıkarır.

Page views
16
Güncelle
Ocak 25, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.