Bazı yaratıkların neşe yaşadığı sürece, diğer tüm yaratıkların durumu bir sevinç parçası içeriyordu. Ancak, herhangi bir yaşayan acı çekiyorsa, o zaman geri kalan her şey için gölge tamamen atılamadı. İnsan gibi bir sürü hayvanı, bu yolla daha yüksek bir hayatta kalma faktörü elde eder; Bir baykuş veya kobra yok edilir.

(As long as some creature experienced joy, then the condition for all other creatures included a fragment of joy. However, if any living being suffered, then for all the rest the shadow could not be entirely cast off. A herd animal such as man would acquire a higher survival factor through this; an owl or a cobra would be destroyed.)

by {Philip K. Dick}
(0 Yorumlar)

Alıntı, canlılar arasında sevinç ve acı çekmenin birbirine bağlılığı hakkında derin bir felsefi kavramı yansıtıyor. Tek bir yaratık bile mutluluk yaşadığında, herkesin kolektif refahına olumlu katkıda bulunduğunu gösterir. Tersine, birinin yaşadığı acı, paylaşılan bir duygusal manzarayı ima ederek diğerlerine bir gölge atar. Bu perspektif, neşenin birleştirici bir güç olduğu fikrinin altını çizerken, acı çekmenin daha izole edici bir etkisi vardır. Daha geniş toplulukta neşeyi teşvik etmek kolektif sorumluluğu ima ediyor.

Bu görüş, özellikle insan doğası göz önüne alındığında, pasajın insanlar gibi sosyal hayvanların karşılıklı destek ve paylaşılan duygular yoluyla hayatta kalma faydaları elde ettiğini gösteriyor. Buna karşılık, baykuşlar veya kobralar gibi yalnız yaratıklar, bu birbirine bağlı sistemde gelişmeyebilir. Philip K. Dick'in bu temaları keşfetmesi, okuyucuları, sosyal bir çerçevede duygusal durumlarla bağlantılı hayatta kalmanın karmaşıklıklarını vurgulayarak empati ve toplumsal deneyimin etkileri üzerinde düşünmeye davet ediyor.

Stats

Kategoriler
Votes
0
Page views
46
Güncelle
Ocak 24, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Taffy. Taffy hakkında düşünüyor. Şimdi dişlerini dışarı çıkaracağını düşünüyor, ama onunla yemek demek olursa, her neyse onu yiyecektir.
by {Mitch Albom}
Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Doğum ve ölüm arasında çok fazla can alıyoruz. Çocuk olmak için bir hayat. Yaşlanacak bir hayat. Gezmek, yerleşmek, aşık olmak, ebeveyn olmak, vaatlerimizi test etmek, ölümlerimizi gerçekleştirmek ve bazı şanslı durumlarda, bu farkındalıktan sonra bir şeyler yapmak için bir hayat.
by {Mitch Albom}
Sorun görünümünde gergin olma eğilimim var. Tehlike yaklaştıkça daha az gerginleşirim. Tehlike el altında olduğunda, şiddetli bir şekilde şişerim. Saldırganımla boğuşurken, korkmadan ve çok az yaralanma düşüncesiyle bitirmek için savaşıyorum.
by {Jean Sasson}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}