Kendinize 'Tanrı neden bir adamdan başka yarattı?' Reb dedi, parmağını sallayarak. Neden birbirleriyle çekişen inançlar olması gerekiyorsa, bunu en başından beri yaratmadı? Ağaçlar yarattı, değil mi? Bir ağaç değil, sayısız ağaç. Neden insanla aynı olmasın? Çünkü hepimiz o insandan ve o Tanrı'dan. Mesaj bu.

(Ask yourself, 'Why did God create but one man?' the Reb said, wagging a finger. Why, if he meant for there to be faiths bickering with each other, didn't he create that from the start? He created trees, right? Not one tree, countless trees. Why not the same with man? Because we are all from that one man-and all from that one God. That's the message.)

by {Mitch Albom}
(0 Yorumlar)

Reb, insanın Tanrı tarafından tekil yaratılışı hakkında düşündürücü bir soru soruyor ve birden fazla yaratımın teşvik edebileceği çatışmanın yokluğunu vurguluyor. Tanrı başından beri sayısız insana izin vermek yerine, Tanrı bir insan yaratmayı seçti ve tüm insanlığın ortak bir köken paylaştığı fikrine yol açtı. Sonuç açıktır: İnanç ve inançlardaki farklılıklarımız bölünmeden ziyade birliği teşvik etmelidir.

Bu perspektif, inançtan bağımsız olarak hepimizin ortak soy ve ilahi kaynağımızla birbirine bağlı olduğumuz fikrini güçlendirir. Albom'un "Küçük Bir İnanç Var" daki mesajı, okuyucuları başkalarıyla olan ilişkileri üzerinde düşünmeye teşvik eder ve tek bir temelden türetilen çeşitli inançlar arasındaki uyumun önemini vurgular. Bu bağlantıyı tanıyarak, daha büyük bir topluluk ve anlayış duygusu geliştirebiliriz.

Stats

Kategoriler
Author
Votes
0
Page views
14
Güncelle
Ocak 22, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Other quotes in Have a Little Faith: a True Story

Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Hayatım sınırsız bir okyanusta bir damladan fazla değil. Ama okyanus çok sayıda damladan başka nedir ki?
by {David Mitchell}
Yarısı okunmuş bir kitap, yarım kalmış bir aşk meselesidir.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}
Öldüğünde huzur duymalısın mı? '' Barışın var, 'dedi yaşlı kadın,' Kendinle yaptığınızda.
by {Mitch Albom}