Ama bugün dün değil ve Reb, akla gelebilecek en kötü kelimeleri dinlemekten başka bir şey yapamazdı-o geceden önce hiç tanışmadığı bir doktor tarafından kendisini kurtaramadı. Bu nasıl olabilir? Günün erken saatlerinde mükemmel bir çocuk, eğlenceli bir çocuk, tüm hayatı ondan önceki. Onu kurtaramadık mı? Mantık nerede, yaşam sırası?

(But today is not yesterday, and the Reb could do nothing but listen to the worst imaginable words-We couldn't save her-told to him by a doctor he had never met before that night. How could this happen? She had been perfectly normal earlier in the day, a playful child, her whole life before her. We couldn't save her? Where is the logic, the order of life?)

by {Mitch Albom}
(0 Yorumlar)

Mitch Albom'un "Küçük Bir İnanç Olun: Gerçek Bir Hikaye", anlatı, Reb olarak adlandırılan bir karakterin bir çocuğun ölümünün dayanılmaz haberleriyle karşı karşıya kaldığı kalp kırıcı bir an sunar. Doktor, Reb'in dünyasını paramparça ederek onu kurtaramayacakları yıkıcı mesajı verir. Bu an onu yaşamın anlamsızlığı ve beklenmedik kayıplara eşlik eden derin duygusal kargaşa ile boğuşmaya zorlar.

Bu trajik olay, çocuk sadece saatler önce canlı ve yaşam dolu göründüğü için varoluşun öngörülemezliğine yansıyor. Reb'in ölüm gerçeğini anlama mücadelesi ve umuttan umutsuzluğa ani değişim derin bir varoluşsal ikilemi kapsar. Sıradan yaşam akışı ile sert, genellikle anlaşılmaz olaylar arasındaki acı verici kontrastı gösterir.

Stats

Kategoriler
Author
Votes
0
Page views
53
Güncelle
Ocak 22, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Other quotes in Have a Little Faith: a True Story

Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Hayatım sınırsız bir okyanusta bir damladan fazla değil. Ama okyanus çok sayıda damladan başka nedir ki?
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Yarısı okunmuş bir kitap, yarım kalmış bir aşk meselesidir.
by {David Mitchell}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}
Öldüğünde huzur duymalısın mı? '' Barışın var, 'dedi yaşlı kadın,' Kendinle yaptığınızda.
by {Mitch Albom}