Babam bir filozoftu ve hayattaki her şeyin bir amacı olduğunu iddia eden amaç teorisi olarak adlandırdığı şeye sahipti ve bu amaca ulaşmadıkça, sadece gezegende yer kaplıyor ve herkesin zamanını boşa harcıyordu.
(Dad was a philosopher and had what he called his Theory of Purpose, which held that everything in life had a purpose, and unless it achieved that purpose, it was just taking up space on the planet and wasting everybody's time.)
Alıntı, babanın hayatın her yönünün belirli bir amaç taşıdığı felsefi görüşünü vurgular. Bir şey amaçlanan rolünü yerine getirmezse, sadece anlamsız, hem boşluk hem de zamanı boşa harcadığına inanıyordu. Bu perspektif, tüm eylemlerde ve varoluşta amacın önemini vurgular.
Jeannette Walls'ın "Half Breed Horses" kitabında, bu felsefe yazarın aile değerlerini yansıtır ve anlamlı bir yaşam yaşama inancının altını çizer. Bireyleri sadece yönsüz var olmaktan ziyade anlamlı bir şekilde katkıda bulunmaya çağıran sürekli bir amaç arayışı önerir.