Demokrasi birlikte konuşmaz; Ezgileri ahenksiz ve mutlaka öyle. Öngörülebilir bir süreç değildir; Bir tutku geçirilmesi gerektiği için geçirilmelidir. Ayrıca, doğru yol önceden karar verildiğinde veya topluluğa girmenin ve kültürel çevirinin ortasında hakkı keşfetmenin bir yolunu bulamadan herkes için doğru olanı dayattığımızda hayatın kendisinin haciz haline gelmesi de olabilir. Doğru ve iyi olan şey, ihtiyaç duyduğumuz en temel kategorileri besleyen gerilimlere açık kalmaktan, bildiklerimizin özünde bilgisizliği bilmek olabilir.
(Democracy does not speak in unison; its tunes are dissonant, and necessarily so. It is not a predictable process; it must be undergone, as a passion must be undergone. It may also be that life itself becomes foreclosed when the right way is decided in advance, or when we impose what is right for everyone, without finding a way to enter into community and discover the right in the midst of cultural translation. It may be that what is right and what is good consist in staying open to the tensions that beset the most fundamental categories we require, to know unknowingness at the core of what we know.)
Judith Butler, demokrasinin karmaşık ve sıklıkla uyumsuz doğasını vurgular ve bunun tek tip bir şekilde çalışmadığını vurgular. Bunun yerine, kolayca tahmin edilemeyen tutkulu bir deneyim gibi aktif bir katılım gerektirir. Toplum, neyin doğru olduğunu katı bir şekilde tanımlamak için koştuğunda, yaşam ve toplumsal anlayış olanaklarını kapatma ve çeşitli seslerin söylemlere katkıda bulunmasını önler.
Butler, gerçek ilerlemenin temel inançlarımızdaki doğal gerilimleri benimsemede olduğunu öne sürüyor. Bu gerilimlere açık olarak ve kültürel yorumların doğru ve yanlış konusundaki anlayışımızı şekillendirmesine izin vererek, bilginin kendisinin sınırları olduğunu kabul ediyoruz. Bu yaklaşım, herkesle rezonansa girmeyebilecek tekil bir bakış açısı uygulamak yerine, farklı bakış açılarına değer veren daha kapsayıcı bir diyaloğu teşvik eder.