Alacakaranlık için, bir şarkının yankısı gibiydi- uzun zaman önce bir şarkı. Neredeyse bazı kelimeleri hatırlayabiliyordu, ancak nereden geldiklerine dair hiçbir fikri yoktu. Bu şarkıyı sadece onun için söyleyen harika bir ses vardı. İpek gibi bir ses mi? Saten? Sıvı ay ışığı gibi, aktı, etrafında kıvrıldı ve onu parlayan bir sıcaklıkla yakaladı.
(For Twilight, it was like the echo of a song- a song from long ago. He could almost remember some of the words, but had no clue as to where they had come from. There had been a wonderful voice singing it, singing this song just for him. A voice like silk? Satin? Like liquid moonlight, it flowed, it curled around him and suffused him with a glowing warmth.)
Kathryn Lasky'nin "Rüzgar Nehri" nde, Alacakaranlık karakteri, geçmişinden zor bir şarkıya benzeyen derin bir nostalji anı yaşıyor. Tam şarkı sözlerini hatırlamak için mücadele etmesine rağmen, uyandırdığı duygu güçlü, değerli bir hafızayı anımsatıyor. Duygu hem büyüleyici hem de gizemli, deneyimleriyle daha derin bir bağlantı olduğunu gösteriyor.
Bu duyguya eşlik eden ses, o anın büyülü atmosferini geliştiren güzel, lirik terimlerle tanımlanır. Lüks kumaşlara ve eterik unsurlara benziyor, samimiyet ve sıcaklık duygusu yaratıyor. Bu...