Tıraşla tıraş oldu, hala odanın etrafında yürüyordu, çünkü kendini olabildiğince az aynada görmeye çalıştı, böylece kendi gözlerine bakmak zorunda kalmayacaktı.
(He finished shaving by touch, still walking around the room, for he tried to see himself in the mirror as little as possible so he would not have to look into his own eyes.)
Pasaj, bir karakterin hem kelimenin tam anlamıyla hem de mecazi olarak kendini yansıtmaya yönelik isteksizliğini gösterir. Tıraş hareketlerinden geçerken, aynadaki yansımasıyla doğrudan göz temasından kaçınır ve daha derin bir iç çatışma olduğunu gösterir. Tıraş etme eylemi, kendisiyle rahatsızlığını vurgulayan ve belki de suçluluk veya utanç duygularını gösteren bir kaçış ritüeli haline gelir.
Bu an, kişinin kimliğinden kopukluk duygusunu vurgular. Karakterin görmek yerine dokunma tercihi, kendi gerçekliğiyle yüzleşmek için bir mücadele önerir. İç içgözlem temasını inkar, insan deneyiminin karmaşıklıklarını ve bazen görmezden gelmeyi seçtiğimiz rahatsız edici gerçekleri ortaya çıkarır.