Güneş ışığı akarken pencereye doğru başını salladı. Bunu görüyor musun? Orada, dışarıda, her zaman dışarı çıkabilirsiniz. Bloktan yukarı ve aşağı koşabilir ve delirebilirsiniz. Bunu yapamam. Dışarı çıkamıyorum. Koşamam. Hastalanma korkusu olmadan orada olamam. Ama biliyor musun? Bu pencereyi senden daha çok takdir ediyorum.


(He nodded toward the window with the sunshine streaming in. You see that? You can go out there, outside, anytime. You can run up and down the block and go crazy. I can't do that. I can't go out. I can't run. I can't be out there without fear of getting sick. But you know what? I appreciate that window more than you do.)

(0 Yorumlar)

"Salı günleri Morrie" de yazar Mitch Albom, özgürlük ve kısıtlamalar hakkında dokunaklı bir konuşma tasvir ediyor. Bir karakter, dışarıdaki güneş ışığının tadını çıkarmanın basit bir eylemi üzerinde kıskançlık ifade eder ve deneyimlerde keskin bir kontrastı vurgular. Pencere, hastalığın yarattığı engeli sembolize ederek bir kişinin dünyayla etkileşime girme yeteneğini sınırlarken, bir diğeri bu özgürlüğü kabul ediyor.

Dışarı çıkamayan kişi, görüş için derin bir takdir vurgular, bu da sınırlamaların genellikle hayatın basit sevinçlerinin daha derin bir şekilde anlaşılmasına yol açtığını gösterir. Bu perspektif, okuyucuları minnettarlık ve sağlık ve hareketlilikle birlikte gelen sık sık gözden kaçan nimetler üzerinde düşünmeye ve sonuçta hayatın anlarını tatlandırmanın değerini güçlendirmeye teşvik eder.

Page views
28
Güncelle
Ocak 22, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.