Fasulyeleri döktü. Niyetlerini döktü ve bize tam erişim sağladı. İnsanlar yasak kitabı ekran tablolarına ve raflara koydular. Ama aslında okuduk; Gerçekten de ne kadar iğrenç olursa olsun olmalıyız.
(He's spilled the beans. He's poured out His intentions, allowing us full access. The humans put the Forbidden Book on display tables and shelves. But we actually read it; indeed we must no matter how loathsome.)
"Lord Foulgrin'in Mektupları" nda Randy Alcorn, ilahi vahiylerin Tanrı'nın niyetlerini sergileyen insanlık için erişilebilir hale getirildiği fikrini sunar. "Yasak Kitap" metaforu, insanların ilahi bilgeliği anlayışlarını sık sık sergilemeye nasıl koyduğunu, ancak içeriğiyle tam olarak ilgilenmeyebileceğini göstermektedir. Bu, kişisel rahatsızlıktan bağımsız olarak gerçeği araştırmanın derin bir sorumluluğunu vurgular. Alcorn, manevi öğretilerde bulunan zorlu gerçeklerle yüzleşmenin gerekliliğini vurgular. Nihayetinde, gerçek anlayışın ahlaki ve manevi çerçeveleri şekillendiren karmaşık fikirlerle aktif ve bazen rahatsız edici bir katılım gerektirdiğini ileri sürüyor. Bu eylem çağrısı, okuyucuları inançlarını tam olarak keşfetmeye ve içselleştirmeye teşvik eder.
"Lord Foulgrin'in Mektupları" nda Randy Alcorn, ilahi vahiylerin insanlık için erişilebilir hale getirildiği ve Tanrı'nın niyetlerini sergilediği fikrini sunar. "Yasak Kitap" metaforu, insanların ilahi bilgeliği anlayışlarını sık sık sergilemeye nasıl koyduğunu, ancak içeriğiyle tam olarak ilgilenmeyebileceğini göstermektedir. Bu, kişisel rahatsızlıktan bağımsız olarak gerçeği araştırmanın derin bir sorumluluğunu vurgular.
Alcorn, manevi öğretilerde bulunan zorlu gerçeklerle yüzleşmenin gerekliliğini vurgular. Nihayetinde, gerçek anlayışın ahlaki ve manevi çerçeveleri şekillendiren karmaşık fikirlerle aktif ve bazen rahatsız edici bir katılım gerektirdiğini ileri sürüyor. Bu eylem çağrısı, okuyucuları inançlarını tam olarak keşfetmeye ve içselleştirmeye teşvik eder.