Ben hayatım, 'kız dedi.' Ne? ' dedi, ürküttü. Sen hayatım. Sen nesin otuz sekiz mi? Kırk? Ne öğrendin? Bir şey yaptın mı? Bana bak bak. Ben hayatım ve benimle işim bittiğinde, bazıları sana sürtüyor. Şimdi çok yaşlı hissetmiyorsun, değil mi? Benimle birlikte senin yanındaki squib'de. Aslında, burada sizinle oturmak beni daha genç değil, daha yaşlı hissettiriyor. Hiçbir şey sürtünmüyor. '' Yapacak, 'dedi.
(I am life,' the girl said.'What?' he said, startled.'To you, I am life. What are you, thirty-eight? Forty? What have you learned? Have you done anything? Look at me, look. I'm life and when you're done with me, some of it rubs off on you. You don't feel so old now, do you? With me here in the squib beside you.'Nick said, 'I'm thirty-four and I don't feel old. As a matter of fact, sitting here with you makes me feel older, not younger. Nothing is rubbing off.''It will,' she said.)
Philip K. Dick'in "Folix 8'den Arkadaşlarımız" da, bir kız ve bir erkek arasında bir konuşma ortaya çıkıyor ve yaşam ve yaş üzerindeki zıt bakış açılarını ortaya koyuyor. Kız, yaşamın kendisini somutlaştırdığını iddia ederek adamı deneyimleri ve yaşları üzerinde düşünmeye zorluyor. Canlılığının onu gençleştirebileceğine inanıyor, gençlik ve potansiyelin bulaşıcı olduğunu ve varlığında olmanın onun içinde bir şey kıvılcım olabileceğini ima ediyor. Diyalog, yaşları ve bakış açıları arasındaki eşitsizliği vurgulayan bir varoluşsal içgözlem anı yakalar.
Nick, adam, otuz dört olmasına rağmen yaşlı hissetmediğini iddia ederek cevap veriyor. Bunun yerine, kızın kendisini daha yaşlı hissettirdiğini ve enerjisinin amaçlanan etkiye sahip olmadığını öne sürüyor. Bu değişim, durgunluğa karşı canlılık ve anlamlı bağlantılar arayışının altını çizmektedir. Bu etkileşim sayesinde Dick, kişinin gençliğe ve yaşamla olan ilişkisinin hem ilham hem de rahatsızlık duygularını nasıl kışkırtabileceğini ve yaşlanma karşısında karmaşık insan duygularını nasıl yansıtabileceğini araştırıyor.