Morrie'ye kendisi için üzülüp hissetmediğini sordum. Bazen sabahları, dedi. İşte o zaman yas tutuyorum. Vücudumun etrafında hissediyorum, parmaklarımı ve ellerimi hareket ettiriyorum - hala hareket edebileceğim her şey - ve kaybettiğimi yas tutuyorum. Öldüğüm yavaş, sinsi bir şekilde yas tutuyorum. Ama sonra yas tutmayı bırakıyorum.


(I asked Morrie if he felt sorry for himself. Sometimes, in the mornings, he said. That's when I mourn. I feel around my body, I move my fingers and my hands - whatever I can still move - and I mourn what I've lost. I mourn the slow, insidious way in which I'm dying. But then I stop mourning.)

(0 Yorumlar)

Morrie, durumunu ve ölümün kaçınılmazlığını yansıtır ve bazen sabahları, bazen kendisi için üzüntü hissettiğini itiraf eder. Bu, hastalığı nedeniyle yaşadığı kayıpları kabul etmek için vücuduyla fiziksel olarak bağlandığı bir yansıma zamanıdır. Yas süreci, durumunun gerçekliğini kabul etmesinin bir yolu haline gelir ve kötüleşen sağlığının duygusal ağırlığını hissetmesine izin verir.

Ancak, Morrie bu yas durumunda durmaz. Duygularını kabul ettikten sonra, zorluklarına rağmen hayatı kucaklamayı, devam etmeyi seçer. Onun bakış açısı, günümüzde tam olarak yaşamanın bir yolunu bulurken, kişinin duygularıyla yüzleşmenin önemini vurgular. Morrie'nin bilgeliği, acı çekme karşısında güçlü bir dayanıklılık hatırlatıcısı ve geriye kalanlara hala değer verirken kaçınılmaz olanı kabul etmenin değeri olarak hizmet eder.

Page views
28
Güncelle
Ocak 22, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.