İncil, Adem ve Havva anlaşması gibi olduğunu düşünüyorum? dedi kaptan. Adam'ın dünyadaki ilk gecesi mi? Uykuya daldığında? Her şeyin bittiğini düşünüyor, değil mi? Uykunun ne olduğunu bilmiyor. Gözleri kapanıyor ve bu dünyayı terk ettiğini düşünüyor, değil mi? Sadece o değil. Ertesi sabah uyanıyor ve çalışmak için yeni bir dünyası var, ama başka bir şey var. Dünü var. Kaptan sırıttı. Gördüğüm gibi, buraya geliyoruz, asker. Cennet budur. Dünlerinizi anlamlandırırsınız.

(I figure it's like in the Bible, the Adam and Eve deal? the Captain said. Adam's first night on earth? When he lays down to sleep? He thinks it's all over, right? He doesn't know what sleep is. His eyes are closing and he thinks he's leaving this world, right? Only he isn't. He wakes up the next morning and he has a fresh new world to work with, but he has something else, too. He has his yesterday. The Captain grinned. The way I see it, that's what we're getting here, soldier. That's what heaven is. You get to make sense of your yesterdays.)

by {Mitch Albom}
(0 Yorumlar)

Kaptan, Adem'in ilk gecesinde deneyimi ile yaşam yolculuğu arasında bir paralellik çekiyor. Tıpkı Adam'ın onu bekleyen yenilemenin farkında olmadan uykuya daldığı gibi, bireyler genellikle son görünen sonlarla karşılaşırlar. Ancak, her şeyi sonuçlandırmak yerine, bu anlar yeni başlangıçların yolunu açar. Bu ışıkta, her yeni gün yeni bir dünyayı keşfetmek ve geçmiş deneyimlerin bilgeliğini kapsamak için bir fırsat haline gelir.

Bu perspektif, hayatın yansıma ve büyümeye izin verdiğini düşündüren rahatlatıcı bir varoluş görüşü sunar. Kaptan, cennetin özünün kişinin geçmişini anlamak ve anlamını sağlamak olduğunu vurgular. Deneyimlerini uzlaştırarak, bireyler, dünden dersleri taşırken Adem'in canlı, yeni bir dünyaya uyanmasına benzeyen yenilenmiş bir amaç ve netlik duygusunu benimseyebilirler.

Stats

Kategoriler
Author
Votes
0
Page views
113
Güncelle
Ocak 22, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Taffy. Taffy hakkında düşünüyor. Şimdi dişlerini dışarı çıkaracağını düşünüyor, ama onunla yemek demek olursa, her neyse onu yiyecektir.
by {Mitch Albom}
Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Doğum ve ölüm arasında çok fazla can alıyoruz. Çocuk olmak için bir hayat. Yaşlanacak bir hayat. Gezmek, yerleşmek, aşık olmak, ebeveyn olmak, vaatlerimizi test etmek, ölümlerimizi gerçekleştirmek ve bazı şanslı durumlarda, bu farkındalıktan sonra bir şeyler yapmak için bir hayat.
by {Mitch Albom}
Sorun görünümünde gergin olma eğilimim var. Tehlike yaklaştıkça daha az gerginleşirim. Tehlike el altında olduğunda, şiddetli bir şekilde şişerim. Saldırganımla boğuşurken, korkmadan ve çok az yaralanma düşüncesiyle bitirmek için savaşıyorum.
by {Jean Sasson}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}