Ona güneye kuzeye, doğuya batısındaymış gibi bakıyorum. Ona sessizliğimin şarkısı gibi bakıyorum. Ona gece gökyüzümün takımyıldızı gibi bakıyorum. O öyle. Tüm bu şeyler ve daha fazlası.

(I look at him like he's the north to my south, the east to my west. I look at him like he's the song to my silence. I look at him like he's the constellation to my night sky. He is. He's all those things and more.)

by {Emma Hart}
(0 Yorumlar)

Emma Hart'ın "Dirty Past" dan alıntı, konuşmacının önemli diğerlerini nasıl algıladığını ve varlıklarını tamamlayıcı olarak nasıl algıladığını gösteriyor. Sevdiklerini kardinal yön, bir şarkı ve göksel unsurlarla karşılaştırarak, konuşmacı sadece sevgiyi aşan derin bir bağlantıyı vurgular. Bu canlı görüntüler, partnerin hayatlarına yön, uyum ve parlaklık getirdiği fikrini aktarır ve kimliklerini şekillendiren derin bir bağ önerir.

Bu metaforlar aracılığıyla alıntı, bir bütünlük duygusu yaratmada sevginin önemine işaret ediyor. Ortak sadece arkadaşlığı değil, konuşmacının duygusal manzarasını etkileyen anlamlı bir gücü temsil eder. Bahsedilen her unsur, ilişkilerinin dönüştürücü doğasını vurgulamaya hizmet eder, hem topraklama hem de yükselme olarak tasvir eder, sonuçta gerçek aşkın kişinin yaşam yolculuğunda netlik ve derinlik sağladığını aktarır.

Stats

Kategoriler
Author
Votes
0
Page views
9
Güncelle
Ocak 23, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}
Öldüğünde huzur duymalısın mı? '' Barışın var, 'dedi yaşlı kadın,' Kendinle yaptığınızda.
by {Mitch Albom}
Hayatım sınırsız bir okyanusta bir damladan fazla değil. Ama okyanus çok sayıda damladan başka nedir ki?
by {David Mitchell}
'Depresyonda' olduğunu söylüyorsun ama benim gördüğüm tek şey dayanıklılık. Kendinizi berbat ve içten dışa doğru hissetmenize izin verilir. Bu kusurlu olduğunuz anlamına gelmez; sadece insan olduğunuz anlamına gelir.
by {David Mitchell}