I {Music} açık havada, dalgaların molalarında ve kum fırtınalarının ıslıklarında, baykuşların yamaları ve tui kuşlarının çukurlarında doğdu. Yankılarda seyahat ediyorum. Ben esintiye biniyorum. Doğada, sağlam ve çiğ olarak dövüldüm. Beni güzelleştirmek için sadece adam kenarlarımı şekillendirir. {Bölüm 2}

(I {Music} was born in the open air, in the breaks of waves and the whistling of sandstorms, the hoots of owls and the cackles of tui birds. I travel in echoes. I ride the breeze. I was forged in nature, rugged and raw. Only man shapes my edges to make me beautiful. {Chapter 2})

by {Mitch Albom}
(0 Yorumlar)

"Frankie Presto'nun Sihirli Dizeleri" nde müzik, sesleri dalgalar ve kum fırtınaları gibi çeşitli unsurlardan ortaya çıkan doğal dünyadan kaynaklanan bir güç olarak tasvir ediliyor. Yazar Mitch Albom, müziği çevre ile rezonans eden ve doğanın sesleriyle yaşamın özünü yakalayan canlı bir varlık olarak gösteriyor. Bu bağlantı, müziğin çevreyle nasıl iç içe geçtiğini ve doğal dünyanın vahşi ve evcilleşmemiş niteliklerini kucakladığını vurgular.

Anlatı, müzik doğası gereği güzel olsa da, insan etkisinin formunu iyileştirmesi gerektiğini öne sürüyor. Bu kavram, insanlığın sanatsal ifadeyi şekillendirmedeki rolünü vurgular, müziği sadece doğanın bir ürünü değil, vahşi ve hazırlanmış arasında bir işbirliği haline getirir. Müzik yolculuğu, yankılardan seyahat etmek ve esintilere binmek, evrensel varlığının ve yaşamın köklü bağlantısının altını çiziyor.

Stats

Author
Votes
0
Page views
83
Güncelle
Ocak 22, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Taffy. Taffy hakkında düşünüyor. Şimdi dişlerini dışarı çıkaracağını düşünüyor, ama onunla yemek demek olursa, her neyse onu yiyecektir.
by {Mitch Albom}
Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Doğum ve ölüm arasında çok fazla can alıyoruz. Çocuk olmak için bir hayat. Yaşlanacak bir hayat. Gezmek, yerleşmek, aşık olmak, ebeveyn olmak, vaatlerimizi test etmek, ölümlerimizi gerçekleştirmek ve bazı şanslı durumlarda, bu farkındalıktan sonra bir şeyler yapmak için bir hayat.
by {Mitch Albom}
Sorun görünümünde gergin olma eğilimim var. Tehlike yaklaştıkça daha az gerginleşirim. Tehlike el altında olduğunda, şiddetli bir şekilde şişerim. Saldırganımla boğuşurken, korkmadan ve çok az yaralanma düşüncesiyle bitirmek için savaşıyorum.
by {Jean Sasson}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}