Günün kötülükleri üzerinde düşüncelerle her uyanma saatimizi doldurmamız gerektiğine dair hiçbir neden göremiyorum. En azından soğuk yağmurlu bir akşam rahat bir sandalyeye yaslanmanın, {...} ve sadece bir veya iki saat boyunca abartılı bir romantizm sayfalarına kaçmanın eğlenceli olduğunu itiraf edeceksiniz.
(I see no reason why we should fill our every waking hour with brooding over the evils of the day. At least you will admit it is fun to lean back in a comfortable chair on a cold rainy evening, {...} and escape into the pages of an extravagant romance, if only for an hour or two.)
Lin Carter'ın "Conan the Buccaneer" da yazar, günlük yaşamın sıkıntılarından ara sıra kaçma ihtiyacını yansıtır. Çevremizdeki dünyanın olumsuz yönleri üzerinde sürekli konutta herhangi bir fayda olmadığını öne sürüyor. Bunun yerine, rahatlamak ve yaratıcı kurguda şımartmak için anlar almayı savunuyor ve kendimize gerçeklikten bir kırılmaya izin veriyor.
Carter, kasvetli bir gecede rahat bir noktada kıvrılmanın ve maceracı bir romantizme dalmanın keyfini vurguluyor. Bu tür deneyimler, geçici teselli ve eğlence aracı olarak literatürün değerini gösteren endişelerimizden bir geri dönüş sağlayabilir.