Bunun oldukça iyi olduğunu düşündüm. Sonra babamı daktilosunda rahatsız ettim ve ona mirasımın ailesinin yanından ne olduğunu sordum. O zaman spermin ne olduğunu bilmiyordum ve bu yüzden birkaç yıl boyunca cevabını anlamazdı. Oğlum, dedi ki, her biri uzun bir kararlı, becerikli, mikroskobik kurbağa şampiyonu çizgilerinden geliyor.
(I thought that was pretty good. So then I disturbed my father at his typewriter, and asked him what my heritage was from his side of the family. I didn't know then what sperm was, and so wouldn't understand his answer for several years. My boy, he said, you are descended from a long line of determined, resourceful, microscopic tadpoles-champions every one.)
Anlatıcı, babasını aile mirası hakkında sorguladığı bir anı yansıtır. Genetik ve üremenin karmaşıklıklarından habersizdi. O sırada tam olarak kavrayamadığı babasının cevabı, biyolojik kökenlerine bağlı derin ve mizahi bir soya işaret etti.
Babanın tepkisi, atalarını mizahi bir şekilde "mikroskobik kurbağa yavrularına" bağlar, onu esneklik ve kararlılık mirası olarak çerçeveliyor. Mirası bu eğlenceli bakış, her bireyin hayatta kalma mirasından geldiği ve anlatı boyunca hem zekâ hem de içgözlemin tonunu koyduğu fikrini vurgular.