Cehennemin ağzına güveneceğim erkeklerle tanıştım. Byrne veya Douglas. Onlara nefes almalarına, kanımı kalpleriyle pompalamalarına güvenirdim. Ölmek için seçeceğiniz kişiler mi? Hayır. Bir keresinde tarif ettiğin şey bir kadınla olduğunu hissettiğim. Bir sevgili mi demek istiyorsun? dedi Jack. Kendi et ve kanın değil mi? Bence o benim kendi etim ve kanımdı. Gerçekten olduğuna inanıyorum.
(I've met men I would trust in the mouth of hell. Byrne or Douglas. I would trust them to breathe for me, to pump my blood with their hearts.Did you love them best? Would they be the ones you'd choose?To die with? No. The one time I've felt what you describe was with a woman.A lover, you mean? said Jack. Not your own flesh and blood?I think she was my own flesh and blood. I truly believe she was.)
Geçit, güven ve derin bağlantılar üzerinde derin bir yansıma ortaya çıkarır. Konuşmacı, en şiddetli zorlukları bile yakalayabilen muazzam güvenlere ilham veren erkeklerle karşılaşmayı kabul ediyor. Bu bireylerle derin bir bağ ifade ederler, onlara olan güvenlerini yaşam ve ölüm meseleleriyle karşılaştırırlar. Bununla birlikte, konuşmacı, bir kadınla gerçek ve benzersiz bir bağlantının hissedildiğini ve romantik veya derin duygusal bir ilişki olduğunu gösteriyor.
Bu değişim, çeşitli sevgi türleri ve sadakat arasındaki ayrımı vurgular. Güçlü dostluklar güven ve güvenlik duygularını uyandırabilirken, konuşmacının kadınla olan deneyimi bu bağlantıları aşar, bu da ailesel bağlara benzer bir özü somutlaştırdığını ima eder. Konuşma, gerçek sevginin beklenmedik şekillerde ortaya çıkabileceğini, geleneksel sadakat ve sevgi kavramlarına meydan okuyabileceğini gösteriyor.