Başkanları cinsel saflıklarına göre seçmeye başlarsak, bazı gerçek canavarlar Beyaz Saray'a girecek.
(If we start electing presidents on the basis of their sexual purity, some real monsters will get into the White House.)
Hunter S. Thompson'un alıntısı, liderleri seçerken kişisel ahlaklara öncelik vermenin sorunlu doğasını vurgular. Seçmenler sadece cinsel davranışlarına dayanarak başkanları seçerse, şüpheli karakterlerle bireyleri seçebilecekleri ve toplum için zararlı sonuçlara yol açabilecekleri konusunda uyarıyor. Bu perspektif, kişisel hayata dar bir odaklanmanın, bir adayın ulusu gerçekten etkileyen yeteneklerinden ve politikalarından uzaklaşabileceğini düşündürmektedir.
Thompson'un yorumu, toplumsal değerlerin siyasi seçimleri nasıl etkilediğine dair daha geniş bir endişeyi yansıtmaktadır. Bir adayın tam resmini dikkate almak için bir hatırlatma görevi görür ve kişisel davranışın, kamuya hizmet etme yeterliliklerini veya taahhüdlerini gölgede bırakmaması gerektiğini vurgular. Böyle bir seçim kriterinin potansiyel tuzaklarını tanıyarak, sadece ahlaki duruşa karşı dürüstlük ve etkinliğe öncelik veren liderlik seçimine daha nüanslı bir yaklaşım için çaba gösterebiliriz.