Tüm bunların şans eseri olabileceğini hayal etmek, bir kasırganın önemsiz bir tanka saldırabileceğini ve parçalarla mükemmel durumda bir Boeing 747 oluşturabileceğini hayal etmek gibidir.
(Imagining that all this can happen by chance is like imagining that a tornado can attack against a junk tank and form a Boeing 747 in perfect condition with the pieces.)
Michael Crichton'un "The Lost World" adlı kitabında yazar, sadece tesadüfen ortaya çıkan karmaşık sistemlerin imkansızlığını göstermek için çarpıcı bir karşılaştırma yapıyor. Karmaşık yapıların rastgele oluşumunu bir hurdalık vuran ve tamamen işlevsel bir Boeing 747'yi enkazdan monte eden bir kasırgaya benziyor. Bu benzetme, bozukluktan kaynaklanan bu tür kesin sonuçların olasılığını vurgulamaktadır. Alıntı, evrendeki karmaşıklığın ve öngörülemezliğin doğası hakkında bir yorum görevi görüyor. Rasgeleliğin organize ve sofistike varlıklar verebileceği fikrine meydan okur, bunun yerine kasıtlı tasarımın veya belirli koşulların bu tür sonuçların gerçekleşmesi için genellikle gerekli olduğunu düşündürmektedir. Crichton'un fikirleri, karmaşık yaşam formlarının ve sistemlerinin yaratılmasına yol açan süreçler hakkında düşünceyi kışkırtıyor.