Karanlıkta, hiç yıldız ışığında, bloklar gece havasına çıkarıldı, görünmez bir şekilde incindi; Onların kırıldığını duydu ama bunun sadece kırık pencerelerin yankıları olduğuna inanıyordu, kırık pencereleri bile değil, başka bir şehirde başka biri, tüm gece insanlar, bu gece bile belirsiz ve değişmez kader sıklığını iletenleri çılgınca arıyorlardı, ancak daha önce gelen bazı geceler, kırılma sesi şimdi Novae'nin ışığı gibi ona ulaştı. Kir içinde buz patlaması. Fırtına kuzeye döndü.
(In the dark, in no starlight at all, the blocks hurtled invisibly by, ejected into the night air; he heard them break but he believed it was only the echoes of broken windows, not even his broken windows but someone else's in some other city, people all over the night searching madly for those who transmitted the vague and unpersuasive frequency of destiny, not even this night but some other night that came before, from which the sound of breaking windows reached him only now like the light of novae. Ice busting in the dirt. The storm turned north.)
Steve Erickson'un "Kara Saat Turları" nda, kahramanın çevrenin neredeyse tanınmaz hale geldiği gerçeküstü bir an yaşıyor. Bloklar karanlığa yansıtıldıkça, yıkım sesleri kırık pencerelerin yankılarıyla karışır, bu da farklı şehirlerde yaşamın kaotik gerçekliğiyle daha derin bir bağlantı olduğunu düşündürmektedir. Bu an, insanlar kaderin bilinmeyen frekanslarında anlam ararken kolektif kargaşa ortasında tecrit hissini vurgular.
Anlatı, umutsuzluğun özünü ve geçmiş olayların günümüzde yankılandığı zamanın geçişini yakalar. Pencereleri kırma görüntüleri ve fırtına kayma yönü, belirsizlikle dolu bir dünyadaki yerini anlamada aciliyet duygusuna katkıda bulunur. Erickson’un düzyazı, bireyleri ortak deneyimlerine bağlayan kader, hafıza ve görünmez konuların temalarını araştırıyor ve okuyucunun kendi hayatlarını şekillendiren görünmez güçleri düşünmesini sağlıyor.