Bir şakayık tohumlamak için altı milyon tahıl polen gerekir ve somon, eve giden yollarını bulmak için ömür boyu yüzmeye ihtiyaç duyar, bu yüzden hayattaki çağrımızı anlamak için yıllarca ya da yıllar sürdüğümüzde endişelenmemeliyiz veya cesaretini kırmamalıyız. Doğada her şeye, yolunu bulma prova yapabileceği bir tür esneklik verilir, böylece anını ele geçirmeye ve anını yakalamaya hazırdır. Bu bizi içerir. Beklenmedik bir şekilde sona erdiğinde veya kariyerlerin ortaya çıkmasını durdurduğunda işler dışarıda çalışmadığında, acı verici ve üzücü olabilir, ancak bu daha büyük resmi reddetmek bizi esnekliğimizi bulmamızı engeller.
(It takes six million grains of pollen to seed one peony, and salmon need a lifetime of swimming to find their way home, so we mustn't be alarmed or discouraged when it takes us years to find love or years to understand our calling in life. Everything in nature is given some form of resilience by which it can rehearse finding its way, so that, when it does, it is practiced and ready to seize its moment. This includes us. When things don't work out-when loves unexpectedly end or careers stop unfolding-it can be painful and sad, but refusing this larger picture keeps us from finding our resilience.)
Sevgiyi ya da hayattaki gerçek amacımızı bulmak, etrafımızdaki doğal süreçlere benzeyen zaman alır. Örneğin, tek bir şakayık tohumlamak için altı milyon taneli polen gereklidir ve somon yolculuğu yorulmadan eve dönmek için. Bu, kişisel yolculuklarımız uzatılırsa cesaretini kırmamamız gerektiğini vurgular; Doğa bize sabır ve esneklik öğretir.
Başarısız ilişkiler veya durmuş kariyer gibi hayatın zorlukları bizi derinden yaralayabilir. Ancak, daha geniş resmi kabul etmek, esnekliğimize girmemizi sağlar. Tıpkı doğanın döngülerini prova ettiği gibi, biz de oraya varmak yıllar sürse bile, geldiklerinde anlarımızı tanımaya ve kucaklamaya hazırlayabiliriz.