Carver, karanlıkta neredeyse kendimizi öldüreceğimizi söyledi. O gitti. Her ihtimale karşı üstüne birkaç beton blok koyun. Ne durumunda? Taryn, kendine rağmen büyülenerek sordu. Kuyu . . . Carver, vücut gazlarının olduğunu söyledi. Yer biraz ıslaktı, aniden ortaya çıkmasını istemezsiniz.

(Just about killed ourselves out there in the dark, Carver said. He's gone. Put a few concrete blocks on top of him, just in case. In case of what? Taryn asked, fascinated in spite of herself. Well . . . body gases, Carver said. The ground was a little wet, you wouldn't want him popping up.)

by {John Sandford}
(0 Yorumlar)

John Sandford'un "Silken Prey" adlı öyküsünde Carver adlı bir karakter, yeni karşılaştığı karanlık ve zorlu bir durumu yansıtıyor. Karşılaştıkları zorlukları, bir tehlike ve aciliyet duygusu uyandırarak anlatıyor. Bir bedenin üzerine beton bloklar konulmasından bahsedilmesi, yerden korkunç bir şeyin yeniden ortaya çıkmamasını sağlamak için ciddi bir kararlılığa işaret ediyor.

Sohbetin ilgisini çeken Taryn, bu tür ihtiyati tedbirlerin gerekliliğini sorguluyor. Carver, bunun, özellikle nemli koşullar altında, vücudun yüzeye çıkmasına neden olabilecek doğal vücut süreçlerinden kaynaklandığını açıklıyor. Bu, bir yandan korkunç bir mizah katmanı eklerken, bir yandan da onların acımasız görevlerinin gerçekliğini vurguluyor.

Stats

Kategoriler
Votes
0
Page views
268
Güncelle
Ocak 21, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Other quotes in Silken Prey

Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Taffy. Taffy hakkında düşünüyor. Şimdi dişlerini dışarı çıkaracağını düşünüyor, ama onunla yemek demek olursa, her neyse onu yiyecektir.
by {Mitch Albom}
Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Doğum ve ölüm arasında çok fazla can alıyoruz. Çocuk olmak için bir hayat. Yaşlanacak bir hayat. Gezmek, yerleşmek, aşık olmak, ebeveyn olmak, vaatlerimizi test etmek, ölümlerimizi gerçekleştirmek ve bazı şanslı durumlarda, bu farkındalıktan sonra bir şeyler yapmak için bir hayat.
by {Mitch Albom}
Sorun görünümünde gergin olma eğilimim var. Tehlike yaklaştıkça daha az gerginleşirim. Tehlike el altında olduğunda, şiddetli bir şekilde şişerim. Saldırganımla boğuşurken, korkmadan ve çok az yaralanma düşüncesiyle bitirmek için savaşıyorum.
by {Jean Sasson}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}