Kayıp aşk hala aşk, Eddie. Farklı bir form alır, hepsi bu. Gülümsemelerini göremez ya da onlara yiyecek getiremez veya saçlarını tousle veya bir dans pistinin etrafında hareket ettiremezsiniz. Fakat bu duyular zayıfladığında, bir diğeri büyür. Hafıza. Bellek eşiniz olur. Onu besliyorsun. Sen tutuyorsun. Onunla dans ediyorsun. Hayat bitmeli, dedi. Aşk değil.

(Lost love is still love, Eddie. It takes a different form, that's all. You can't see their smile or bring them food or tousle their hair or move them around a dance floor. But when those senses weaken, another heightens. Memory. Memory becomes your partner. You nurture it. You hold it. You dance with it. Life has to end, she said. Love doesn't.)

by {Mitch Albom}
(0 Yorumlar)

Mitch Albom'un "Cennette Karşılaştığınız Beş Kişi" nde tasvir edildiği gibi kayıp aşk kavramı, bir ilişki sona erdikten sonra bile devam eden derin bir duygusal bağlantıyı yansıtır. Eddie karakteri, artık gülümsemeleri paylaşmak veya dans etmek gibi sevginin fiziksel yönlerini deneyimleyemese de, yine de anılara değer verebileceğini ve tutabileceğini öğrenir. Bu anılar, hayatı boyunca beslediği bir ortak haline gelen yeni bir öneme sahiptir.

Bu fikir, sevginin fiziksel varlığı aştığını ve farklı biçimlerde var olmaya devam ettiğini vurgular. Alıntı, hayatın sona ermesine rağmen, sevginin hafıza ve duygu ile devam ettiğini ve değerli olanlarımızı kalplerimizde ve zihinlerimizde canlı tutmamıza izin verdiğini gösteriyor. Böylece, kayıpları yas tutabilirken, sevgilerinin kalıcı etkisini de kutlayabilirler.

Stats

Kategoriler
Author
Votes
0
Page views
109
Güncelle
Ocak 22, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Taffy. Taffy hakkında düşünüyor. Şimdi dişlerini dışarı çıkaracağını düşünüyor, ama onunla yemek demek olursa, her neyse onu yiyecektir.
by {Mitch Albom}
Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Doğum ve ölüm arasında çok fazla can alıyoruz. Çocuk olmak için bir hayat. Yaşlanacak bir hayat. Gezmek, yerleşmek, aşık olmak, ebeveyn olmak, vaatlerimizi test etmek, ölümlerimizi gerçekleştirmek ve bazı şanslı durumlarda, bu farkındalıktan sonra bir şeyler yapmak için bir hayat.
by {Mitch Albom}
Sorun görünümünde gergin olma eğilimim var. Tehlike yaklaştıkça daha az gerginleşirim. Tehlike el altında olduğunda, şiddetli bir şekilde şişerim. Saldırganımla boğuşurken, korkmadan ve çok az yaralanma düşüncesiyle bitirmek için savaşıyorum.
by {Jean Sasson}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}