MMA Ramotswe'nin Kgale Hill'in eteklerinde Afrika'da bir dedektif ajansı vardı. Bunlar varlıklarıydı: küçük bir beyaz minibüs, iki masa, iki sandalye, bir telefon ve eski bir daktilo. Sonra Botsvana'daki tek bayan özel dedektif olan MMA Ramotswe'nin redbush çayı demlendiği bir çaydanlık vardı. Ve üç kupa - biri kendisi için, biri sekreteri için ve diğeri müşteri için. Bir dedektif ajansının gerçekten başka neye ihtiyacı var? Dedektif ajansları, her ikisi de MMA Ramotswe'nin bol miktarda sahip olduğu insan sezgisine ve zekaya güveniyor. Elbette hiçbir envanter bunları dahil etmez.
(Mma Ramotswe had a detective agency in Africa, at the foot of Kgale Hill. These were its assets: a tiny white van, two desks, two chairs, a telephone, and an old typewriter. Then there was a teapot, in which Mma Ramotswe – the only lady private detective in Botswana – brewed redbush tea. And three mugs – one for herself, one for her secretary, and one for the client. What else does a detective agency really need? Detective agencies rely on human intuition and intelligence, both of which Mma Ramotswe had in abundance. No inventory would ever include those, of course.)
MMA Ramotswe, Afrika'daki Kgale Tepesi'nin tabanında küçük bir minibüs, iki masa ve eski bir daktilo içeren minimum kaynaklarla küçük bir dedektif ajansı işletiyor. Bununla birlikte, ajansın en sevilen varlığı, Botsvana'daki tek kadın özel dedektif olarak yaptığı çalışmalardaki kişisel dokunuşunu simgeleyen bir çaydanlıktır. Kendisi ve müşterileri için sadece birkaç kupa ile, temeller dedektif çalışmalarına yardım etmede basit ama etkili görünüyor.
MMA Ramotswe'yi gerçekten ayıran şey, olağanüstü sezgisi ve zekası, maddi eşyaların ötesine geçen niteliklerdir. Bir dedektif olarak başarısı sadece ekipmanında değil, aynı zamanda insanları ve durumları anlamasında, dedektif işinin özünün insan unsuruna nasıl dayandığını gösteren bulunur. Bu şekilde, ajansının kalbini somutlaştırır ve bazen daha azının daha fazla olduğunu kanıtlar.