Çocuğum, yolculukta bir dağ göründüğünde, sola, sonra sağa gitmeye çalışıyoruz; Daha kolay yola geri dönmenin kolay yolunu bulmaya çalışıyoruz. "Durakladı." Ama dağ geçecek. Daha yüksek tırmandıkça, katmanları çok uzun süredir taşıdığımız katmanlara dökmek zorunda kalıyoruz. Sonra yükümüzün daha hafif olduğunu ve tehlikeli tırmanışta kendimizden bir şeyler tanıdığımızı görüyoruz.


(My child, when a mountain appears on the journey, we try to go to the left, then to the right; we try to find the easy way to navigate our way back to the easier path." He paused. "But the mountain is there to be crossed. It is on that pilgrimage, as we climb higher, that we are forced to shed the layers upon layers we have carried for so long. Then we find that our load is lighter and we have come to know something of ourselves in the perilous climb.)

📖 Jacqueline Winspear

🌍 İngilizce  |  👨‍💼 Yazar

(0 Yorumlar)

Jacqueline Winspear'ın "affedilebilir yalanlar" dan bu alıntıda, konuşmacı, bir dağın metaforu tarafından sembolize edilen yaşam yolculuğu sırasında karşılaşılan zorlukları yansıtır. İnsanlar, engellerle karşılaştıklarında daha kolay yollar arama eğilimindedir, zor durumlarla mücadele etme rahatsızlığından kaçınmaya çalışırlar. Bununla birlikte, konuşmacı, bu zorlukların kişisel gelişim ve kendini keşfetme için gerekli oldukları için doğrudan karşılaşılması gerektiğini önermektedir.

Bu engellerin üstesinden gelme yolculuğu nihayetinde bizi tartan yükleri dökmeye yol açar. Mecazi dağa yükseldikçe, sadece yükümüzü hafifletmekle kalmaz, aynı zamanda kendimizi daha derin bir anlayış kazanırız. Bu süreç, tehlikeli olmasına rağmen, esneklik ve farkındalığı teşvik ederek sonunda zor tırmanışı değerli kılar.

Page views
20
Güncelle
Ocak 25, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.