Alexander McCall Smith'in "1 numaralı bayanlar dedektif ajansı" ndan alıntı, kişinin bir manzaranın genişliğinde hissedebileceği derin tecrit duygusunu yakalar. Özgürlüğü ve açık denizi simgeleyen geniş mavi çevre ile kendilerini bu güzelliğin ortasında derinden kopuk bulan bir bireyin yaşadığı yalnızlık arasındaki kontrastı gösterir. Bu yalnızlık hissi, denizde kaybedilen bir denizciye benzeyen muazzam açık alanlarla çevrili olduğunda yoğunlaştırılabilir.
"Hiçbir denizci yalnız olamayacağını" ifade ederek, yazar sınırsız bir ortamda hissedilen izolasyon ile günlük yaşamda yaşanan yalnızlık arasında bir paralel çizer. Doğaya fiziksel yakınlığın her zaman duygusal bağlantı veya arkadaşlık ile nasıl eşit olmadığını vurgular. Bu duygu derinden yankılanır, görünüşte canlı ve canlı olan topraklarda bile, bir bireyin hala yalnızlık ve bağlantı özlemi duygularıyla boğuşabileceğini düşündürmektedir.